Uzunca bir süredir, bir kapının eşiğinde bekliyorum.
O kapıdan içeri adım atacağımı biliyorum, atmak da istiyorum; ancak zamanının gelmesini bekliyorum.
Dile kolay, on altı yıldır “Blogcu Anne” adı altında yazıyorum.
Bu isim beni, önce blogspot’la, sonra wordpress’le devam eden bir bloga, iki kitaba, sayısız yazıya, yollarımın kesiştiği binlerce okura ve en önemlisi kendi sesimi bulduğum bir yazarlık yolculuğuna taşıdı.
Blogcu Anne ilk —ve en uzun— adımımın adıydı. Ama artık yürüdüğüm yolun adını karşılamıyor.
Şimdi yeni bir yola giriyorum.
‘Blogcu Anne’ artık Başıbozuklar’a dönüşüyor.
Blogcu Anne kişisel bir blog olarak başladı. Zamanla yazıların, kelimelerin, soruların birbirine değdiği; yalnız olmadığımızı hatırladığımız bir ev haline geldi. Bu evi yıllardır sizlerle birlikte kurduk. Kimi zaman anneliği konuştuk, kimi zaman gündeme kafa tuttuk, bazen sadece yorgunluğumuzu paylaştık. Zaman zaman aynı yerde durduk, zaman zaman yönümüz değişti. Ama hep, aynı arayıştaydık: Birlikte sorular sorabildiğimiz, yanıtlar arayabildiğimiz bir alan…
Ve şimdi bu alanı büyütüyorum. Kendi sınırlarını aşan bir mecraya dönüştürüyorum.
“Feminist özne, ‘başımızda bir erkek bulunsun’un rahatlığına ve güvencesine meydan okuyan kişidir; bu anlamda düzene meydan okuduğu için gerçekten de ‘başı bozuk’ sayılır.”
Fatmagül Berktay’ın bu sözünden yola çıkarak iki sene önce başlattığım kitap kulübümün adını “Başıbozuklar” koymuştum. O zamanlar bu ismin gün gelip yeni bir medya alanına dönüşeceğini bilmiyordum. Meğer o isim, sadece yazılarımı yazarken kurduğum dile değil, yapmak istediğim başka şeyleri de kapsayan bir yere işaret ediyormuş.
Meğer “başıbozukluk”, olumsuz çağrışımlarıyla birlikte bize öğretilenlere körü körüne bağlı kalmamayı, mevcut düzene baş eğmemeyi, yeni yollar denemeyi, gerektiğinde başkaldırmayı da anlatıyormuş.
Meğer ben sadece feminist değil, aynı zamanda başıbozukmuşum!
Şimdi bu ruhu, bu dili, bu niyeti büyütüyor ve ve adını koyuyorum: Blogcu Anne bundan böyle Başıbozuklar!
Aynı sesle, ama artık sadece kişisel olanla sınırlı kalmayan bir alanda…
Yazıların yanı sıra söyleşilerin, podcast’lerin, canlı yayınların olmasına imkan veren bir ortamda — Substack’te.
Başıbozuklar artık sadece kişisel bir blog değil, bir feminist medya alanı olmaya niyet ediyor.
Blogcu Anne beni yazarlığa, sizi bu satırlara taşıdı. Ve artık bu yolculuğu başka bir isim daha iyi anlatıyor: Başıbozuklar.
Evet, Başıbozuklar’a hoş geldiniz!
Zaten de buradaydınız. 💜
Biz yine senden bahsederken blogcuanne desek olur dimi😇
yaşasın başıbozuklar :)